Benim gayem Hz. İbrahim’ in ateşine su taşıyan karınca misali, söndüremesek de ateşi, en azından safımızı belli edip bir duruş sergilememizdir Doğu Türkistan için.

M.EROL: Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanlığınız hayırlı olsun Seyit Bey. Bundan sonraki çalışmalarınız hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
S.TÜMTÜRK: Tabi şimdi daha önceki röportajımda belirttim mi bilmiyorum; şimdi bizim yurt dışında uzun yıllardır, yani muhacerette yapmış olduğumuz siyasi faaliyetler, Çin’ i çok rahatsız etmemek, Çin’ den ciddi manada hak talep etmemek ama sadece insan hakları, demokrasi, uluslararası hukuk çerçevesinde Doğu Türkistanlıların hak hukukunu talep etmek çerçevesinde olmuştur.
Yani biz toprak talebini pek gündeme getirmemiştik, bağımsızlık talebini de hemen hemen hiç gündeme getirmedik.
Bu muhacereti teşkilatlarımızın Çin’ de izlemiş olduğu yol buydu. Şimdi ise bu 20-30 yıllık uzun süreç içerisinde, bizim bu politikamızın Çin’ i çok da ikna etmediği için, Doğu Türkistan’ da ki anti demokratik, uluslararası hukuk ihlallerinin önüne geçemediğini gördük ve biz Fransa’ nın Paris şehrindeki 28-09-2018 ile 01-10-2018 tarihleri arasındaki toplantımızda daha net ifadelerle yani bağımsızlık talep eden, bir siyasi hareketi kuralım diye niyet etmiştik ve ona da muvaffak olduk şükür.
Bu oluşum 20 ülkeden gelen 200 kişilik delegelerimizin teklifi ve onların oy birliği ile Doğu Türkistan Bağımsızlık teşkilatı adı altında 15 teşkilatı içerisine alan bir teşkilattır. Bu 15 teşkilatımız yurt dışında farklı ülkelerde faaliyet gösteren teşkilatlarımızdır.
Aynı zamanda Doğu Türkistan Bağımsızlık teşkilatının yanı sıra Doğu Türkistan Meclis’ i kuruldu. Muhacerette yani diaspora da kurulan Doğu Türkistanlıların üst düzey siyasi örgütlenmesini burada ikiye ayırmak gerekiyor.
Doğu Türkistan Bağımsızlık teşkilatı bizim kendi siyasi teşkilatımız. Bizim taraftarlarımızın, ekibimizin siyasi hareketimizin belirleyici olduğu, kendimizi ifade ettiğimiz örgütümüzdür.
Doğu Türkistan Meclisi ise tüm teşkilatları ve 35 milyon Doğu Türkistanlıyı kucaklayan, teşkilatlar üstü bir organizasyondur. Buna çatı örgütlenmesi de diyebiliriz. Tabi ki de birbirleri ile bağlantılılar.
Bu oluşum uluslararası hukuk çerçevesinde faaliyet gösterecek ve herhangi bir hukuksuzluğa meyletmeyecek fakat Çin’ e daha net ifadelerle, daha somut talepler ile halkımızın beklentisi olan bağımsızlık taleplerimizi masaya yatıracak ve bunu gündeme getirip, bu istikamette faaliyetlerini devam ettirecek.
Artık Çin’ in 2017 yılında uygulamaya koyduğu, 1940’lı yıllarda Almanya’ da ki Nazi kamplarından beter, ağır şartlardaki bu soykırım politikaları ve Doğu Türkistan’ da uygulanan asimilasyon politikaları bizim bu kararı almamızda önemli bir etkendir.

Röportajımızın devamı haftaya yayınlanacaktır, sevgiyle kalın…

Source: New feed