Çay İşletmeleri (Çaykur) Genel Müdür Vekili Süleyman Pınarbaş, bu yıl toplam 732 bin 535 ton yaş çay alımı yapıldığını, bunun karşılığında üreticilere, 68 milyon lira organik ürün farkı dahil toplam 1 milyar 768 milyon lira ödendiğini belirtti.
Çaykur’un 2015 – 2016 yıllarına ilişkin kesin hesapları TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu toplantısında görüşüldü.
Toplantıda sunum yapan Pınarbaş, Çaykur olarak uzun dönem yıllık yaş çay alım ortalamalarının 600 – 650 bin ton olduğunu, özel sektörle birlikte ortalama 1 milyon 200 bin tonun üzerinde yaş çay alımı yaptıklarını söyledi.
Bu yıl çay alımlarının 25 Nisan – 9 Ekim arasında yapıldığını anlatan Pınarbaş, “Bu yıl toplam 732 bin 535 ton yaş çay alımı gerçekleşmiş, bunun karşılığında üreticilerimize, 68 milyon lira organik ürün farkı dahil toplam 1 milyar 768 milyon lira ödeme yapılmıştır. Kuru çay üretimimiz yaklaşık 134 bin tondur. Çay satışlarımız 7 Aralık itibarıyla ihracat dahil 91 bin ton olup, satışlarımız devam ediyor.” diye konuştu.
Pınarbaş, destekleme primi olarak üreticiye 164 milyon lira ödeme yapıldığını ifade ederek, organik yaş çay için de üreticilere 68 milyon lira ek ödeme yapıldığını dile getirdi.
TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsü ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce yürütülen çalışmalarda kafeini azaltılmış siyah ve yeşil çay üretim parametrelerinin belirlendiğini ve yeni ürünler geliştirildiğini anlatan Pınarbaş, çalışmaların dünya gıda sanayisinde kullanılan en güvenilir yöntem olduğunu vurguladı.
Pınarbaş, organik çay tarımının 2007’de başladığını anımsatarak, 2017 yılı itibarıyla 12 bin üreticiyle 38 bin dekarda organik çay tarımı yapıldığını söyledi.
Sunumunun ardından milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Pınarbaş, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’in çay üreticilerinin özlük haklarını içeren çay kanununa ilişkin sorusu üzerine, Çaykur’un uzun yıllardır aynı kanunla yönetildiğini, bu konuda bir yenilenmeye gidilmesine ihtiyaç olduğunu ve bu konudaki çalışmalarda sona gelindiğini belirtti.
Toplantıda söz alan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı da Bakanlık olarak çay kanununun yenilenmesine ilişkin gerekli adımların atıldığını ifade etti.
Söz konusu kanuna ilişkin çok kapsamlı çalışmalar yapıldığına dikkati çeken Özkaldı, şöyle konuştu:
“Bakanlık olarak biz de böyle çay kanunun yenilenmesine ihtiyaç olduğu düşüncesindeyiz. Tabii bu önemli bir kanun. Yapılan çalışmalar ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine ve tartışmaya açıldı. Bugünkü ihtiyaca cevap verecek nitelikte güzel bir kanun hazırlandı. Ancak o dönem seçim dönemine girilmesinden dolayı ilgili kanunda yeni Cumhurbaşkanlığı sistemine göre tekrar düzenlemeye gidilmiştir. Bir süre sonra bu kanunu yeniden Cumhurbaşkanlığına gönderip oradan da Meclise sevkiyle birlikte yasalaşacağı düşüncesindeyiz.”
Pınarbaş, Çaykur Rizespor’a ödenen sponsorluk ücreti ile ilgili bir soru üzerine, kurumun 1984’ten beri Çaykur Rizespor’un sponsoru olduğunu ve yapılan ödemelerin reklam çalışmaları kapsamında geri dönüşü olduğunu söyledi.
Toplantının ardından kurumun 2015 – 2016 yılına ilişkin bilançosu ibra edildi.
Bu arada TTA Gayrimenkul AŞ’nin aynı yıla ilişkin bilançosu da komisyonda görüşülerek, genel görüşe sunuldu.
KİT Komisyonu’nda, Doğusan Boru Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 2015-2016 yıllarına ilişkin hesap ve işlemleri genel görüşe sunuldu.
Doğusan Boru Sanayi ve Ticaret AŞ Genel Müdür Vekili Sezgin Polat, yaptığı konuşmada, Doğusan AŞ’nin 1974’te yurt dışında çalışan 180 işçi tarafından 940 bin lira sermayeyle Erzincan’da kurulduğunu anımsatarak, daha sonra gerçek kişi ortak sayısının, yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yaklaşık 3 bin 500 kişiye ulaştığını belirtti.
Polat, İller Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ve Erzincan İl Özel İdaresinin tüzel kişilik ortaklıklarıyla temsil edildiğini söyledi.
Yatırımın 1984’te tamamlanmasıyla yıllık 25 bin ton kapasiteli, basınca dayanıklı 100-700 milimetre arası asbest karışımlı çimento boru ve eklentilerinin üretiminin başladığını anlatan Polat, gerçekleştirilen boru üretiminin önemli bir bölümünün, belediyelere tahsis edilmek üzere İller Bankasına satıldığını aktardı.
Polat, süreç içerisinde Türkiye’de asbestli boru pazarının yok olduğunu ve bu nedenle şirketin 2002’de çimento boru üretimine son verdiğini ifade ederek, firmanın şu an perlit içerikli beton, çatı, yer ve duvar malzemeleri ürettiğini dile getirdi. Polat, TSE belgeli ürünlerin satışlarının fabrikadan perakende olarak ve il bayilikleri tarafından yapıldığını kaydetti.
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şirketin geçmişte ürettiği asbest karışımlı çimento boruların ciddi manada kanserojen olduğunu öne sürerek, geçmişte ürün satışının yapıldığı kurumların tespit edilip boruların değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Sertel’in, bu ürünlerin tespiti konusunda bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu üzerine Polat, asbestin ham halinin kanserojen olduğunu, karışımlı ürünlerin insan sağlığına zararının olmadığını vurguladı.
Sezgin Polat, Dünya Sağlık Örgütünün bu konuya ilişkin rapor hazırladığını belirterek, “Raporda, ‘Mamül haline gelmiş asbest karışımlı çimento su borusunun insan sağlığına herhangi bir zararlı etkisi yoktur’ diye kesin ifadeleri var. Asbest sadece hammadde halindeyken kesilip, parçalanmak suretiyle havaya karıştığı ve nefes yoluyla teneffüs edildiği zaman kanserojen etkisi var.” diye konuştu.
Daha sonra Doğusan Boru Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 2015-2016 yıllarına ilişkin hesap ve işlemleri genel görüşe sunuldu.
meclishaber.tbmm.gov.tr