Dünya ülkeleri ABD seçimleri ile kendine yeni yol
haritaları ararken ABD seçimlerinde yaşanan, çelişki dolu
süreç dünyanında bundan sonraki yaşayacağı süreçleri
ortaya koymaktadır.
Kriz ve kaosa dayalı yeni düzen pandemi sonrası için
şekillenmeye hız verirken, siyasi hayatına ABD’nin en
genç başkanı olmak için aday olması ile başlayan ancak
yıllar sonra en yaşlı başkanı seçilen Biden ile nasıl bir yol
yürüyeceğini,politikalarının neler olacağını tartışmaya
başlamış , tedbirler almaya, ilişkilerini kuracağı
yönetimdeki kabine üyelerinin analizlerini yaparak elle
tutulacak bir yön bulmaya çalışmaktadırlar.
ABD’nin Biden döneminde ekonomik,siyasi ve askeri
alanlarda yeniden ABD liderliğinde bir dünya yönetimine
sahip olacak adımları atacağı görülürken Çin, yeni ve
görünmez stratejileri ile ülkelerle kendi politikaları
çerçevesinde anlaşmalar yaparak yoluna devam
etmektedir.
AB ve ABD’nin yaptırım uygulama isteklerinin belli ülkeler
ve lobiler tarafından Türkiye’ye karşı bir güç olarak
kullanma istekleri aslında AB ve ABD’nin ne kadar güç
kayıp ettiklerinin açık bir ifadesi olarak anlaşılmalıdır.
Türkiye, Balkanlardan,Ortadoğu,Asya,Afrika ve
Kafkaslar dahil olmak üzere bir çok alanda sessiz
Mehmetleri ile politikalar üretmeye devam etmektedir.
Türkiye ulaşmış olduğu robotik savaş teknolojileri ile
önemli bir denge unsuru olmaya, etki,yetki ve
yetkilendirme gücüne ulaşmaktadır.
AB ve ABD’nin bütün politikalarında işbirliği yapmak
isteyecekleri tek ülkenin Türkiye olduğunu unutmaları ve
öyle görmek istemediklerinden dolayı Türkiye’yi hem
içerideki işbirlikçileri, hem de dışarıdaki işbirlikçi ülkeler
ve vekil savaşçılar üzerinden yeni oyunlar ile kendilerine
boyun eğdirme dönemlerinin geçtiğinin farkına
varamamalarındandır.
Azerbaycan zafer kutlamalarında ortaya çıkan yeni
dengelerin kimlerin neler kayıp ettiğini açık olarak ortaya
koyarken, kimlerin neler kazanmaya başlayacağının da
habercisi olarak görülmelidir.
Yaptırım tehditleri ile bölgemizdeki Rusya dahil olmak
üzere bir çok ülkeyi tehdit eden politikaların aslında
yaptırım uygulanmak istenen ülkelerin kendi etraflarında
birleşmelerinin de yolunu açtıklarını görmek istemeyen
emperyalist anlayıştır. Bu nedenle AB ve ABD yeni
yönetimi, yeni dünyanın karar, güç ve uygulama
merkezinin bölgemiz olduğu gerçeğini görmek
istemedikleridir.
Sahip oldukları teknolojilerin hammaddelerinin,çalışan iş
gücünün , ekonomik kazançlarının merkezi olan
bölgemiz üretim merkezlerine dönüşmeye ve nitelikli
teknolojiler üretmeye başladıkça, gerileyen emperyalist
sistemin daha çok hırçınlaşarak acımasız politikalarını
uygulamak isteyecekleri gerçeğine karşı ,oluşturulan
yapıların daha aktif hale gelerek bunun önüne geçme ve
gerekli cevapları vermeleri gerekecektir.
AB’nin kendi içinde sadece ekonomik bir topluluk olduğu
gerçeğini görmeyenlerin, AB’nin kendi güvenliğinden
yoksun ve aynı zamanda siyasi güvenliğe ihtiyacı olduğu
gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
AB içindeki güç çekişmelerinin,AB’nin çöküş ve
dağılmasına yol açtığını görmek, Türkiye’nin ve
bölgemizin yeni oluşumlarla buna cevap vererek
oluşacak boşlukları doldurması içinde fırsatları
kendiliğinden ortaya çıkarmaktadır.
AB içinde bunu gören ülkelerin Türkiye’ye karşı
politikalarında değişikliklere giderek henüz masa önünde
olmasada masa arkasında bunu anladıklarını ve buna
göre kendilerini hazırladıklarıdır.
Rusya’nın bölgesel ve küresel güç olduğu bölgemizde
ABD ve AB yaptırımlarına ve çevreleme doktrinlerine
karşı Suriye, Libya,Akdeniz ve Kafkasya politikaları ile
cevap vermektedir.
Yeni dünya düzeninde Türkiye’yi anlayanların
kazanacağı anlamayanların ise kayıp edeceği dönem
olacaktır.

Mehmet BOZKUŞ
12/12/2020